6 Haziran 2016 Pazartesi

Yeniden Doğuş & Füruğ Ferruhzad



karanlık bir işaret olan varlığımın hepsi
seni kendinde tekrarlayarak
biteviye çiçeklenen gündoğumuna götürecektir
ben bu işaretle sana ah çektim, ah
ben bu işaretle seni
ağaca, suya ve ateşe bağladım

yaşamak belki
bir kadının her gün filesiyle geçtiği uzun bir caddedir
yaşamak belki
bir adamın kendini astığı iptir
yaşamak belki okuldan dönen bir çocuktur
yaşamak belki sevişme arasında yakılan bir sigara
ya da bir yayanın şapkasını kaldırarak
bir başkasına anlamsızca gülümseyip
"günaydın" diyen şaşkın bakışıdır

yaşamak belki
senin gözbebeklerinde harap olan bakışımın kapandığı andır
ve benim
onun ay algılayışıyla karanlık kavramını karıştıracağım duygusudur

yalnız ölçüsündeki bir odada
sevdalık ölçüsündeki
gönlüm
mutluluğun basit sebeplerine
vazodaki çiçeklerin güzelliğinin yok oluşuna
evimizin bahçesine diktiğin bir fidana
ve pencere boyunca şakıyan kuşların sesine bakıyor

ah...
bana düşen budur
bana düşen budur
bana düşen,
asılmış bir perdenin benden aldığı gökyüzüdür
bana düşen eski bir merdivenden aşağı inmek
ve yalnızlık içinde çürüyen bir şeye ulaşmaktır
bana düşen anılar bahçasinde hüzünlenerek dolaşmaktır
ve ölmekte olan bir sesin bana hüzünle
"ellerini seviyorum" demesidir

ellerimi bahçeye ekiyorum
yeşereceğim, biliyorum, biliyorum, biliyorum
ve kırlangıçlar mürekkepli parmaklarımın içine
yumurta bırakacaklar

bir küpe gibi asıyorum
iki çift kırmızı kirazı
ve tırnaklarıma yıldız çiçeğinin yapraklarını yapıştırıyorum

çocukları bana âşık
bir sokak var orada, hâlâ
dağınık saçları, ince boyunları ve zayıf bacaklarıyla
bir gece rüzgârın kendisiyle götürdüğü
bir kızın masum tebessümlerini düşünüyorlar

kalbimin çocukluğumun mahallelerinden
gizlediği bir sokak var
zamanın kısır çizgisini döllendiren bir hacmin
zaman çizgisindeki bir alan yolculuğu,
bir aynanın yansımasından çarpan
bir hacmin bilinçli görüntüsüne,
tıpkı birisinin ölmesine
birisinin kalmasına benzer

hiçbir avcı bir çukura dökülen küçük bir nehirde inci bulamaz

ben
okyanusta yaşayan
ve yüreğini neyinin küçük ağzında
ağır ağır çalan
kederli küçük bir peri tanıyorum,
gecenin bir öpüşüyle ölüp
sabahın bir öpüşüyle yeniden doğan
kederli küçük bir peri.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder