4 Mayıs 2016 Çarşamba

Hayatı Sorgulamak



“Daha önceden de söyledim. Söyletmeyin adamı sürekli. 28 yaşındayım ve kendime ait bir hayatım yok. Beni seven biri yok. Kendisi için özel olduğum biri yok. Hayatımın terimleri, “olmamak”, “inanmamak”, “edememek”, “diyememek” gibi hep olumsuz terimler. Donuk gözlerle yatakta bunu düşündüm. Basbaya depresyondu bu. Saçımı  kesmek istiyordum ama şimdi kalkıp kessem, kazısam, evde bir sürü tantana olur. En dipteyim ve en en dipteki gibi görünmek istiyorum ama onu da başkaları yüzünden yapamıyorum. Bundan daha kötü ne olabilir?”

Her insan hayatında en az bir kere hayatını sorgulamıştır. Belki de birden fazla… “Ne yapacağım?”, “Ne olacak şimdi?”, “Ben Kimim?”, “Neden Ben?” gibi sorularla hayatımızda olup bitenleri yorumlamaya, daha doğrusu anlamaya çalışırız. Bu sorularla birlikte yönümüzü bulmaya çalışırız.

Hayatımız boyunca zihnimizde bazı hayaller dolanır durur. Olmak istediğimiz konumu, birlikte olmak istediğimiz insanı, içinde bulunmak istediğimiz ortamı biraz süsleyerek, bazı detaylar ekleyerek hayal ederiz, kendimize bu hayalleri gerçekleştireceğimize dair ikna edici sözle söyleriz, hedef haline getiririz. Birey olarak hayatta hep hayallerimiz, hedeflerimiz için çabalarız, yaşam mücadelesi veririz. 

Bazen ne kadar gayret edersek edelim, ne kadar istersek isteyelim hayatın bize sundukları ile hayallerimiz, hedeflerimiz birbiriyle örtüşmez, iç içe geçmez. Zaman içerisinde hayallerimizi kendimize o kadar çok tekrar ederiz ki o kadar çok benimseriz ki artık onlarsız bir geleceğimiz olamayacağını düşünürüz. O güne kadar hayal ettiğin hiçbir şeyin olmayacağını düşünmek insanı fazlasıyla yıpratır. 

Hayatın gerçekleri ile hayallerimiz örtüşmediği zaman ilk önce ne yapacağımız bilemez halde bakınırız, o an için zaman sanki durmuş gibi gelir bize. Dünya dönmüyor, etrafımızda hiçbir hareketlilik yok gibi gelir. Sonrasında neden ama şeklinde sorular sorarak bir neden bulmaya çalışırken kendimize yükleniriz. İnsan en rahat ve acımasız biçimde kendisini eleştirir bilgisinden yola çıkarak kendimizi sorgularız, koyduğumuz hedefi sorgularımız, yapabileceklerimizi sorgularız, kendi yaşantımızı sorgularız, karakterimizi sorgularız.

Kendimizi o kadar inandırmışız ki hayaller elimizden gittiğinde artık bir hayatımızın olmayacağına yolun sonuna geldiğimizi düşünürüz. Aslında hayat devam ediyor, zaman hala işliyor, sevdiklerimiz, ailemiz hala yanımızda. Biz bunları es geçip kendimizi yalnız hissetme yolunu seçiyoruz ki bunun bir süre sonra ne kadar boşa geçen zaman olduğunu görüyoruz. Halbuki sadece bizden giden şey olacak diye inandırdığımız hayaller.

Elbette hayallerimiz elimizden uçup gittiği için kendimizi yalnız, yıpranmış, umutsuz hissedebiliriz ama unutmayalım ki hayat hiçbir anında statik değil, aksine fazlasıyla dinamiktir hayat. Her an sürprizlerle karşılaşabiliriz, her an önümüze gidebileceğimiz bir yol çıkabilir. O yüzden her ne olursa olsun kendimizi bırakmak, artık olmuyor demek yerine hayatın bize gönderdiği işaretlerle yeni hayaller düşleyebilir, yeni hedefler koyabiliriz. Zaman zaman hayatımızı sorgulayabiliriz ki eğer doğru argümanlarla bunu yaparsak çok faydalı da olabilir doğru yola yönlendirmesi gibi ama hayatımızı sorgularken her şeyden vazgeçmiş, pes etmiş gibi davranmalıyım. 

Her ne olursa olsun devam edelim, öyle ya da böyle hayatımızın bir yerinde hayallerimiz ile hayatın gerçekleri tam anlamıyla örtüşmese de bizi mutlu edebilecek kadar örtüşecektir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder